Antalya – Kaş’ta Gezilecek En Güzel 10 Yer

Kaş… Hani şu “bir gidenin bir daha dönmek istemediği” yerlerden. Antalya’nın güneyinde, maviyle yeşilin tam ortasında kalan bu harika ilçe, hem doğasıyla hem de tarihiyle nefes kesiyor. Eğer tatilin tadını çıkarmak, keşfe doymak istiyorsan, Kaş tam senlik! Üstelik kiralık araba ile dilediğin yere özgürce ulaşmak da mümkün. RentiCar gibi güvenilir araç kiralama firmaları sayesinde, Kaş’ı karış karış keşfetmek çok kolay.
İşte Kaş’a geldiğinde mutlaka görmen gereken en iyi 10 yer:

Kaputaş Plajı

Kaputaş Plajı, Kaş ile Kalkan arasında arabayla geçerken “şurada bir duralım” deyip aşık olacağınız, turkuaz rengi denizi ve altın sarısı kumlarıyla tam bir doğa harikası. Yolun kenarındaki 187 basamağı inince karşınıza çıkan o manzara, gerçekten nefes kesici! Serin sularının sırrı, dağlardan gelen yer altı kaynakları; ilk adımda ürperten ama sonrası bağımlılık yapan cinsten. Belediyenin işlettiği plajda şezlongdan kahveye her şey var ama yaz aylarında erken gitmek şart çünkü park yeri bulmak bazen tam bir sabır testi. Kaş’a 20, Kalkan’a sadece 7 km uzaklıkta olan Kaputaş, “Akdeniz” deyince akla gelen o rüya gibi sahilin ta kendisi.

Antiphellos Antik Tiyatrosu

Kaş’ın merkezine yürüme mesafesinde, denize karşı kurulmuş eşsiz bir manzaranın tam ortasında Antiphellos Antik Tiyatrosu sizi bekliyor. Likya döneminden kalma bu tiyatro, yaklaşık 3.000 kişilik kapasitesiyle hem tarih hem de estetik anlamda büyüleyici bir yer. Sahnesi olmasa da kayalara oyulmuş oturma basamakları ve denize bakan konumuyla adeta geçmişten bugüne bir açık hava sineması gibi. Güneş batarken buraya oturup hem tarihi soluyabilir hem de Kaş’ın o huzurlu atmosferini doyasıya yaşayabilirsiniz. Üstelik giriş ücretsiz! Yakınında bulunan Aslanlı Lahit gibi diğer tarihi kalıntılarla birlikte Antiphellos, Kaş’a gelen herkesin mutlaka görmesi gereken, hem ruhu hem gözü besleyen bir durak.

Simena (Kaleköy)

Akdeniz’in saklı cennetlerinden biri olan Simena, bugünkü adıyla Kaleköy, sadece deniz yoluyla veya patikalarla ulaşılabilen, sessizliği ve tarihiyle büyüleyen minik bir köy. Likya döneminden kalan bu güzel yerleşim, tepeye kurulmuş Simena Kalesi, kale içindeki minicik antik tiyatrosu, taş evleri ve begonvillerle bezeli dar sokaklarıyla adeta zamanda yolculuk yaptırıyor. Karşısında yer alan Kekova Adası'nın eteklerinde ise, sular altındaki antik kenti cam tabanlı teknelerle izlemek mümkün. Gün batımında kale manzarasına karşı keçi sütünden yapılmış dondurmayı yemek ya da kano ile batık şehri keşfetmek, burada geçireceğiniz zamanı unutulmaz kılıyor. Tarihi dokusu, huzurlu atmosferi ve masalsı manzarasıyla Kaleköy, Akdeniz’in kalbinde gerçek bir kaçış noktası.

Hidayet Koyu

Kaş’ın en güzel duraklarından biri olan Hidayet Koyu, turkuaz rengi suyu ve cam gibi berrak deniziyle adeta bir doğa akvaryumu gibi; üstelik Kaş merkezden yürüyerek bile ulaşılabiliyor! Adını bir zamanlar burada yaşayan “Hidayet Abi”den alan bu koy, özellikle şnorkel severler için bir cennet çünkü su altı yaşamı inanılmaz zengin—deniz kaplumbağalarından rengarenk balıklara kadar ne ararsan var. Blanca Beach'in işlettiği ücretli kısımda konfor arayanlar için şezlong ve yiyecek-içecek hizmeti sunulurken, doğal ortamda takılmak isteyenler için halka açık alan da mevcut. Sabah serinliğinde denize girip, gün batımında çayını yudumlayabileceğin bu koy, huzurlu Kaş günlerinin en keyifli adreslerinden biri.

Büyük Çakıl Plajı

Kaş’a sadece kısa bir yürüyüş mesafesinde, Büyük Çakıl Plajı, doğal güzellikleri ve sakin atmosferiyle hemen keşfetmek isteyeceğiniz bir yer. Çakıl taşlarıyla kaplı plajı, denizin berraklığı ve serinliğiyle sizi cezbediyor. Dağlardan gelen soğuk kaynak suları, yazın sıcağında ferahlatıcı bir etki yaratıyor. Şezlonglardan veya kayanın üzerine oturup huzur içinde denizin keyfini çıkarabileceğiniz bu plaj, Kaş’ın en rahatlatıcı köşelerinden biri. Eğer Kaş’ta birkaç saatliğine kendinizi doğanın kollarına bırakmak isterseniz, burası tam size göre!

Patara Antik Kenti ve Plajı

Patara, hem tarihi hem de doğal güzellikleriyle Kaş’ın en özel yerlerinden biri. 18 kilometre uzunluğundaki masmavi deniz ve ince kumlu Patara Plajı, Caretta caretta kaplumbağalarının üreme alanı olmasıyla da oldukça önemli. Bu nedenle plaja, sabah 8 akşam 8 dışında giriş yasaklanmış, ama sabah erken saatlerde plajda huzurlu bir yüzüş keyfi yapmak harika. Arkasında ise Patara Antik Kenti yer alıyor; Roma dönemine ait tiyatro, zafer takı ve meclis binası gibi tarihi kalıntılar sizi adeta zamanda yolculuğa çıkarıyor. Ayrıca, Noel Baba'nın doğum yeri olarak bilinen Aziz Nikolaos’un evi de burada. Hem tarih hem deniz sevenler için tam bir cennet!

Kaş Marina

Kaş Marina, Kaş’ın o eşsiz sakinliğinde, denizin tam kenarında yer alan bir vaha gibi. Hem yatların demirlediği hem de etrafındaki kafeler ve restoranlarla ziyaretçilerine keyifli anlar sunan bu marina, denizle iç içe olmak isteyenler için ideal. Gün batımında marina çevresinde yürüyüş yaparak harika manzaraları izlemek, günün stresinden uzaklaşmanın en güzel yolu. Ayrıca, bu sakin atmosferde bir kahve içmek ya da akşam yemeğinizi deniz kenarında yudumlamak, Kaş’ı keşfetmenin en keyifli yollarından biri. Kaş’a gelince, bu huzurlu marina, görülmeye değer yerlerin başında geliyor.

Saklıkent Kanyonu

Fethiye’ye yakın olan Saklıkent Kanyonu, doğa ile iç içe olmayı sevenlerin kaçırmaması gereken bir cennet. 18 kilometre uzunluğundaki bu kanyon, yüksek kaya duvarları ve berrak sularıyla gerçekten etkileyici bir manzara sunuyor. Özellikle yazın, kanyonun serin sularında yürüyüş yaparken hem doğal güzellikleri hem de serinliği hissedebiliyorsunuz. Su seviyesinin düşük olduğu zamanlarda bile kanyonun derinliklerine inmek bir hayli keyifli. Giriş ücreti oldukça uygun ve kanyonun girişinde birkaç kafe de bulunuyor. Saklıkent, doğa yürüyüşleri ve serin sular eşliğinde güzel bir gün geçirmek isteyenler için harika bir rota.

Kekova – Batıkşehir

Kekova ve Batık Şehir, hem doğa hem tarih severler için adeta bir rüya. Antalya’nın Demre ilçesi yakınlarında, suyun altında kalmış eski bir Likya kenti olan Dolichiste’nin kalıntıları, depremle suya gömülmüş ve bu sayede tarihsel bir hazine ortaya çıkmış. Tekne turlarıyla bu su altı kalıntılarını keşfetmek oldukça etkileyici; cam tabanlı teknelerle tarihi yapıların net bir şekilde görülmesi mümkün. Kekova’da, suya girmek yasak olsa da sadece teknelerden bakmak bile büyüleyici bir deneyim. Kaş, Kalkan ya da Demre’den kalkan turlar sayesinde bu gizemli ve huzurlu bölgeye ulaşmak kolay. Batık Şehir, tarihin derinliklerine inmeyi sevenler için kaçırılmaması gereken bir keşif.

Uzun Çarşı ve Aslanlı Lahit

Antakya’nın kalbinde yer alan Uzun Çarşı ve Aslanlı Lahit, şehrin tarih kokan en özel köşelerinden. Uzun Çarşı, 700 yıl boyunca el sanatlarından yöresel yemeklere kadar her türlü zenginliği barındırmış, Osmanlı döneminin izlerini taşıyan bir alışveriş cenneti. Çarşı, deprem nedeniyle zarar görmüş olsa da restorasyonla yeniden canlanarak eski canlılığını kazandı. Biraz daha derine indiğimizde ise, Aslanlı Lahit’i keşfetmek mümkün. M.Ö. 4. yüzyıla ait bu muazzam mezar anıtı, üzerine işlenmiş aslan figürleriyle göz alıcı bir tarihî miras sunuyor. Antakya’nın tarihini keşfetmek için bu iki nokta, tam anlamıyla bir zaman yolculuğu.

Kaş’ta Ulaşım: Özgürlük Kiralık Araçta!

Kaş’a gelip de sınırlı bir alanda kalmak olmaz. Tüm bu güzelliklere rahatça ulaşmak için mutlaka bir araç kirala. Hem Antalya’dan Kaş’a gelmek hem de çevreyi gezmek çok daha kolay hale gelir. Özellikle RentiCar ile kiralık araba hizmeti almak hem güvenli hem ekonomik. Kaş’ta bir gün Fırnaz Koyu’na, ertesi gün Saklıkent’e gitmek istiyorsan, özgürce gezmenin yolu kiralık araç ile mümkün.
Antalya araç kiralama, Kaş araç kiralama, hatta sadece “araba kirala” desen yeter! RentiCar ile yola çık, Kaş’ın tadını doyasıya çıkar.